21 Eylül 2016 Çarşamba

Kredi kartı borçlarını yeniden yapılandırmak ve taksit arttırımı neye delalet eder?

Bahsi geçen kredi kartı borçlarında erteleme ve kredi kartı taksit sayısında artış haberini okuyanlar "ulan zaten bunlar değil miydi taksiti düşürenler şimdi neden arttırıyorlar " diye sorabilirler gayri ihtyari. Onun cevabı da fevkalade efenim.

neoliberal olmasına rağmen makro ekonomiyi kullanan, avusturya ekolünden friedrich august von hayek, prices and production adlı kitabında, olası kriz durumunu bertaraf etmek için kredi kullanımının ekonominin genelini bir süreliğine stabilize ettiğini, ancak bu stabilizasyonun sadece erteleme işine yaradığını, gelecek kriz dalgasının şiddetini arttırdığını, yeniden ortaya çıkan kriz durumunu bertaraf etmek için kullanılacak yeni bir kredi enjeksiyonunun ekonomiyi yenide stabil hale getirebileceğini, ancak bu seferki geciktirme süresinin kısalacağını ve krizin şiddetinin artacağını söyler.

yani kriz göründüğünde kredi kullanımı, marmara denizi'nin ortasında kalmış birine can simiti atmak gibidir. ancak bu can simiti kişiyi önce ege'ye, sonra akdeniz'e, cebelitarık üzerinden atlantik'e taşır. artık onu can simidi kurtaramayacaktır, o nedenle arkadaşa titanic boyutunda bir gemi yollamak gerekir. o geminin kontrolü de hiçbir zaman tamamen sizin elinizde olmayacaktır. sonra gider bir buzdağına çarpar ve bütün çabalar denizin dibine gömülür. her kredi kullanımı bir süreliğine fırtınayı erteler, fakat dinlenip daha hızlı dönen kriz, eskisinden daha büyük bir canavardır.
esasında hayek, makroekonomist olması hasebiyle, bunu kişiler ve firmalar bazında kullanılan krediler için değil, makro bazda kullanılan krediler ve sıkıntılı piyasalara enjekte edilen yüklü meblağlar için söyler. ancak bireysel kredi kullanımının önündeki regülasyonların daraltılması, bunun bir başlangıcı olmayacak diye bir şey de yok.

haydi bir de minskian açıdan bakıp içimizdeki keynesçileri de kırmayalım.

minsky’nin kriz analizindeki en can alıcı nokta, borçlanmanın finanse edilme çeşitleridir: hedge finans, spekülatif finans ve ponzi finans. bunların hangisinin yoğunlukta olduğu, bir ekonominin sağlık durumu hakkında bize bilgiler vermekte.

hedge finans, borçlanmanın halihazırdaki gelirle ya da gelecekteki [kesin] gelirle kapatılabileceği finansman türü iken, ekonomik birimlerin çoğunluğunun bu finansman türünü tercih etmesi ise ekonominin görece sağlıklı ilerlediğinin bir işaretidir. spekülatif finans, borçların kapatılamadığı, fakat çevrilebildiği finansman türüdür ve bunun yoğunlukta olması, hedge finansa oranla ekonomik birimlerin daha sağlıksız bir yolda olduğunun işaretidir. son olarak ponzi finans, bir borcu kapatabilmek için başka bir yerden borç almaktır ki, bu ekonomik birimlerin en sağlıksız olduğu noktadır.


yani hedge finanstan, ponzi finansa doğru ilerledikçe, ekonomideki kırılganlık artar. dolayısıyla bireysel kredi kartı kullanımının önündeki engellerin azaltılması, bireysel borçlanmanın önünü açar. ekonominin en küçük birimi olan bireyler, borç finansmanı için ponzi finans'a doğru yelken açar.


biraz da ponzi'den bahsedeyim.


kısaca değinmek gerekirse, charles ponzi, 1920’lerde ortaya çıkmış ve pek çok borç zinciri oluşturarak müşterilerinden hayli para dolandırmış bir finansal sahtekârdır. bu duruma alınan pek çok önlem mevcut olmasına rağmen, 2009’da bernard madoff isimli yeni bir sahtekâr, müşterilerinden 65 milyar dolar çalmayı başarmış, ve bu durum ortaya çıkınca 150 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.


ancak unutulmaması gereken nokta, günümüzde ponzi finans örnekleri genellikle charles ponzi ya da bernard madoff’un yaptığı gibi incelikle örülmüş, uzun bir borç zincirinden oluşmuyor. aksine ekonomideki en ufak birimin bile, iflasını ertelemek ve bu ertelenen süre içerisinde bir umut ışığı aramak için düşebileceği bir durum. 2008 krizi’nin resmen ilân edilmesinin bu denli ertelenmesinin altında yatan nedenlerden biri de bu tip birimlerin lobicilik çalışmaları ile hükümeti sessiz kalmaya zorlamalarıydı. bir kısmı elbette kriz ortamında büyük kârlılığın ya da vurgunların devam etmesinin peşindeydi, fakat daha büyük bir kısmı yalnızca feci şekilde iflas etmemek için çırpınmaktaydı. ancak lehman brothers’ın iflasını açıklaması ile bu baskıyı daha fazla sürdüremediler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder