23 Ocak 2015 Cuma

Charlie ye Ne oldu? Sen olay karikatürden çıktı diyorsun yani...

Karikatürler yüzünden yapıldı hep bunlar pis radikal dinci kökten islamcı kaka müslümanlar.... Ama onlarda Peygamber efendimizin resmini çizmeselerdi..

Oke ilk satırda ön yargılı öküzlerlerden kurtulup geniş resime bakan arkadaşlarla baş başa kaldığımıza göre yaklaşın azcık;




1* son üç yıldır sistematik kaos yaşayan dünya 7 ocak charlie Hebdo Katliamı ile birlikte yeni bir boyut kazandı. olay yaşanır yaşanmaz "fransa'nın 11 eylülü" haberleri manşetlere taşındı. fail islamcı terör örgüebdtüydü. televizyonlar, gazeteler, köşe yazarları, siyasetçiler ve araştırmacılar daha olay yaşanır yaşanmaz katliamı "hz. muhammed hakkında çizilen karikatürlerin intikamı" olarak tanımladı. bu tanımın gerekçesi katliamı yapanların sokakta "hz muhammed'in intikamını aldık." şeklinde bağırmasıydı. böylece yaşanan olay daha o gün "ifade özgürlüğü" eksenine indirgendi. köktendinci islami anlayış ifade özgürlüğüne karşı ve terörcü bir akım olarak lanse edildi. hatta islamı bu katliamdan sorumlu tutanlar bile çıktı. neticede 8 ocak 2015 sabahı ana akım medyadan kimse olayın başka bir anlama gelebileceğinden söz etmedi. yaşanan katliamın neden ve sonucu hakkında aykırı çıkış yapan kimse olmadı. azınlıkta kalan bir kısım medya ise olayı "müslümanları terörist göstermek için yapılmış bir kurmaca" olarak gördü. amaç ortadoğu'ya yapılacak bir saldırının bahanesini oluşturmaktı. üstelik yaşanan hadisede şüphe uyandıran bir çok nokta vardı. saldırganların bulunduğu sokağın boş olması, yerde yatan polisin vücudundan kan çıkmaması, karikatürden bir çalışanın olayı kameraya alması, başka görüntünün olmaması, saldırganların canlı ele geçirilememesi gibi bir çok şüphe çeken nokta olayın bir kurgu olduğu anlamına geliyordu. yaşanan olaya bu açıdan bakanlar azınlıktaydı. 

2* sonuç olarak katliam "avrupa'yı tehdit eden islami terör faaliyeti" olarak tarihe geçti. tüm bu bakışların dışında, başka bir detay vardı. o da batı medyasının olayı tanımlama noktasında oldukça atik ve güçlü davranmasıydı. medya olayın neden çıktığını, faillerin kim olduğunu, kimi temsil ettiğini ve katliamın sebebini daha ilk dakikalarda netleştirmişti. akabinde dünyadan bir çok liderin katıldığı "ifade özgürlüğüne destek yürüyüşü" tertip edildi. sorulması gereken soru şuydu: cihatçı militanların katliamı düzenleme sebebi karikatürler dışında başka bir şeye dayanıyor olamaz mıydı? 

3* dünya üzerinde bu katliamı yapabilecek cihatçı görünüşlü bir çok militan mevcut. bunun bir örneği pakistan'da yaşandı. bir okul basan el kaide örgütü çoğu çocuk yüzü aşkın insanı katletti. yaşanan bu olay paris'te de yaşanabilirdi. mesele katillerin müslüman olup olmadığı değildi. batı'nın katliamın adını koyma konusundaki hızı ve isteğiydi. bunun bir anlamı olmalıydı. üstelik olay fransa'da yaşanmıştı. fransa son yılların önemli bir ülkesiydi.

4* tarihin eski çağlarında büyük akarsu yatağı çevresinde kurulan ülkeler gelişmiş ülkelerdi. su kaynaklarını elinden tutan ülkeler güçlü ülkelerdi. tarihin ilk çağlarında ise önemli ticaret yollarını elinde tutan ülkeler güçleniyordu. ipek ve bağdat yolu için nice savaşlar cereyan etmişti. imparatorlar çağında güçlü orduları olan ülkeler fetih ve vergi yoluyla zenginleşiyordu. yakın çağda ise coğrafi keşifler büyük sömürge imparatorluklarının ortaya çıkmasına neden olmuştu. dünyanın en güçlü devleti, en çok sömürgesi olan ingiltere'ydi. yeni çağda yaşanan sanayi devrimi ile daha çok üreten ve sömürge devletere daha çok mal satan zengin ülkeler en güçlülerdi. ve son 150 yıldır ise dünyanın en önemli enerji kaynağını elinde bulunduran ülkeler en güçlü ülkeler haline geldi. bu kaynak petroldü. petrolü elinde bulunduran ve onu işleyebilen en güçlü ülke amerikaydı. bunun sebebi amerikan hükümeti ile koordine çalışan küresel petrol şirketleriydi. 

5* bu şirketler daha önce dünya üzerinde bir çok savaş çıkarmıştı. ortadoğuyu da kapsayan 1. dünya savaşında ülkeler bu coğrafyanın petrolünü ele geçirmek için çaba harcıyordu. dünyanın daha bir çok noktasında petrol savaşları çıkmıştı. bu savaşlardan en bilindiği doğu timor'da yaşanmıştı. bilinen son petrol savaşı ise sudan'da yaşandı. darfur'da önemli petrol kaynaklarının tespit edilmesi üzerine kent ciddi bir iç karışıklık sürecine girdi. 180.000 kişi öldü, 2 milyon kişi evsiz kaldı. karışıklık sonucunda ülke ikiye bölündü. batı işin başından itibaren sürecin parçasıydı. güney sudan dev petrol yataklarını içerir şekilde bağımsız bir devlet olarak tanındı. bu yeni ülke ilk iş olarak petrol sahalarını küresel petrol şirketlerine açtı. sudan, petrol savaşlarının çok basit bir örneğiydi.

6* 2000'li yıllardan itibaren dünyadaki petrol sondaj faaliyetleri hızla arttı. bilinen petrol kaynaklarının tükenme tehlikesine karşın şirketler yeni petrol sahaları bulmak için kıyasıya bir rekabet sürecine girdi. yeni petrol sahalarının gözde alanı kuzey afrikaydı. ilerleyen zamanlarda sondaj çalışmaları moritanya, mali, nijer, çad ve sudan’ı içine alacak şekilde genişletildi. bu bölgede yapılan petrol arama çalışmalarına tunus ve cezayir ülkelerinin şirketlerinin yanı sıra daha bir çok ülkenin şirketleri katılıyordu. 

7* bölgedeki en önemli atılımı ise 2007 yılında libya'nın en önemli petrol şirketlerinden holding petrol'ü satın alan amerikan exxon mobil şirketi yaptı. bu şirket 2011 yılına gelindiğinde afrika çapında 3000 enerji dağıtım noktasına hükmetmeye başlamıştı. şirket nijer deltası’nda günde 838.000 varil petrol çıkartıyordu. nijer petrolleri bir çok şirketin ilgi odağı halindeydi. nijer'de faaliyet güden şirketlerden biri de çin'liydi. çin'li şirketler 2000'li yıllarda bir çok afrika ülkesinde yatırımlar başlattı. çin'in hakim olduğu ülke çad'dı. çin çad'da hükümet tarafından büyük destek görüyordu. bu destek batı tarafından affedilmedi. çad dünya bankası tarafından markaja alındı. bunun üzerinde çin'li silah şirketleri ülkede yeni silah fabrikaları kurdu. 

8* işin garip yanı, petrol çıkaran şirketlerin bazılarının denize kıyısı yoktu. işlenen petrol ihraç edilemiyordu. kıyı ülkeleri ise bu noktada daha cazip hale geliyordu. iç kısımda kalan ülkeler ise orta afrika'dan libya'ya uzanan ve akdeniz'den avrupa'ya açılan bir boru hattı projesi geliştirdi.. sonuç olarak yaşanan bu gelişmeler afrika petrolleri üzerinden bir çok petrol şirketinin mücadeleye girişmesine sebep oldu. 2011'de yaşanan arap baharı ile bölgede sondaj çalışmaları yapma imkanı büyük oranda ortadan kalktı. anarşi ve terör ortamı nedeniyle tunus ve cezayir karıştı. birçok şirket ise bölgedeki olaylar nedeniyle faaliyetlerini durdurdu. arap baharı başta tunus ve cezayir olmak üzere bir çok petrol devinin işini baltalamıştı. 

9* yaşanan petrol mücadelesi afrika'da bir çok terör örgütünün yükselmesine neden oldu. çünkü şirketler kaynakları ele geçirebilmek için darbeler tezgahlıyor ve idareyi palazlandırdıkları terör örgütlerine teslim ediyordu. bu sayede idareyi ele geçiren örgütler petrol havzalarını kendilerini destekleyen şirketlere açıyor, aynı zamanda ortaya çıkan terör ortamı diğer şirketler için güvenlik sorunu haline geliyordu. çin'in bir çok afrika ülkesinde kurduğu silah fabrikalarının anlamı buydu. kurulan terör örgütlerinin en meşhurları el şebab ve boko haram örgütüydü. boko haram amerikan şirketleri yerine çin'i tercih eden nijerya'da kuruldu fakat nijer petrollerinin bulunduğu alanda faaliyet güdüyordu. faaliyette bulunduğu diğer bir ülke çad'dı. olay basitti, petrol nerede çıkarsa orada terör örgütleri ürüyordu. bu örgütlerin kuruluş gayeleri ve faaliyet maksatlarını gizlemek gerekiyordu. işte islami cihatçı terör mantalitesi tam da bu noktada yardıma koşuyordu. bu örgütler medyada islami terör olarak deklare edildikçe örgütlerin kuruluş gayesi ortadan kalkıyordu. üstelik tüm bu örgütlerin hepsi aynı mezhep ekolünden geliyordu: selefilik. yıllar sonra suriye'de de aynı ekolden gelen ışid palazlanacaktı. 

***

10* afrika'daki kaynak kapma yarışında bir çok şirket mücadele veriyordu fakat bu şirketler içinde bir tanesi son yıllarda önemli başarılar elde etmişti. bu şirket fransız petrol devi total'di. moritanya bu şirkete havzasında arama izin ruhsatı vermişti. sahile kıyısı olmayan afrika ülkeleri için ortaya atılan trans-sahra boru hattı projesi'nin en önemli girişimcisi yine total petrol şirketiydi. 2011 yılında libya'da kaddafi'nin devrilmesinin ardından fransa büyük bir atakla nato'yu topladı ve oluşturulan donanma ile libya işgal edildi. fransa'nın baş girişimciliğinde yaşanan libya işgalinin ardından bölgenin petrollerini total'e geçti. yapılan müdahale dünyaya "libya'ya demokrasi götürme" işlemi olarak açıklanmıştı. komikti. buna yalnızca saflar inanırdı.


şimdi bakın burası önemli






11* total'in girişimleri bu kadarla kalmıyordu. şirket latin amerika ülkelerinde de etkindi. brezilya petrolü için açılan ingiliz ve amerikan şirketlerinin de katıldığı ihaleyi total'in başını çektiği konsorsiyum kazandı. fransa'nın arjantin hükümeti ile de sıkı ilişkileri bulunuyordu. kirchner hükümetine büyük destek sağlanıyordu. işin ilginç yanı devlet lideri cristina fernandez de kirchner ile ingiltere arasında problemler vardı. arjantindeki gerginlik ilerleyen zamanda had safhaya ulaşacak ve bir savcı devlet lideri aleyhinde soruşturma bile açacaktı. soruşturmayı açan savcı kısa süre sonra 2015 başlarında şüpheli bir şekilde hayatını kaybedecekti. 

12* fransa'nın izlediği batı'dan kopuk bu politikaların yarattığı rahatsızlık daha 2012'de başlamıştı. standart & poor's fransa'nın kredi notunu düşürmüştü. aynı kuruluş bir yıl sonra fransa'nın kredi notunu 2013'te bir kez daha düşürecekti

13* fransa'nın batı ile yaşadığı en keskin ayrılık 2014 baharında yaşanan amerikan-rus ekonomik savaşı sırasında patlak verdi. rusya'ya uygulanan ambargo kapsamında önceden kararlaştırılan mistral tipli 2 helikopter gemisinin satışı için fransa'ya iptal et baskısı uygulandı. başlarda anlaşmanın iptal edilebileceğini duyuran fransa daha sonra bu kararından döndü. oluşacak zararın karşılanmasını talep etti. aksi takdirde satışın yapılabileceği yönünde karar aldı. 

14* petrol şirketlerinin karadenizdeki arama faaliyetleri de artmıştı.. ukrayna'da exxon mobil faaliyetteydi fakat ukrayna'nın karışmasının ardından çalışmalar durma noktasına geldi. olayların müsebbibi görülen rusya'ya ambargo uygulanıyordu uygulanmasına fakat fransız total şirketi ukrayna politikasında rusya'yı destekliyordu. haziran 2015'te şirketin ceo'su de margerie yaşanan batı-rus gerginliği için yeni bir berlin duvarı örmeye gerek yok diyordu.

15* fransa-iran ilişkileri de iyiydi. batı'nın uyguladığı iran ambargosuna rağmen iran'da bir çok fransız şirketi aktif ticaret yapıyordu. temmuz 2014'e gelindiğinde fransız bnp paribas bankası iran'a uygulanan batı yaptırımlarını deldiği için 8.8 milyar euro cezaya çarptırılmıştı.

16* ekim sonunda ise hiç olmayan bir şey oldu. bugüne dek fillerin savaşında çimenler eziliyordu fakat bu kez bir fil de hayatını kaybetmişti. total ceo'su cristoph de margerie 21 ekim'de rusya'da öldü. ölenin total ceo'su olması, ölümün trajik şekilde gerçekleşmesi ve ölüm yerinin rusya olması ciddi mesajlar veriyordu.

17* kasım 2014'te fransa'nın ekonomik görünümü standart & poor's tarafından tekrar düşürüldü. benzer bir sürtüşme yine 2014 kasımında yaşandı. arjantin'li papa vatikan dış işleri bakanlığında değişikliğe gitti. fransız mamberti görevden alındı ve yerine ingiliz gallagher getirildi. 

18* fransız petrol devi bir yandan dünya üzerindeki petrol faaliyetlerini artırıyor bir yandan da fransız hükümeti batı politikalarından daha bağımsız hareket etmeye başlıyordu. fransız hükümetinin en büyük atılımı nükleer alanda gerçekleşti. hükümet nükleer araştırmalara ciddi ücret harcıyordu. fransa'nın askeri harcamaları dünyada dördüncü sıraya yükselmişti. bu gelişmelerden sonra özellikle fransız nükleer tesislerin üzerinde yakalanan insansız hava aracı sayısında patlama yaşanacaktı. birileri fransa'yı ciddi şekilde gözlemeye başlamıştı.

19* iç politikada ise devlet başkanı françois hollande'ın siyasi çizgisi sıkça eski fransız lider charles de gaulle'e benzetiliyordu. bu benzetme de şüphesiz bazı mesajlar barındırıyordu. zira de gaulle ikinci dünya savaşı sırasında alman işgaline uğrayan ve ingiliz-amerikan ittifakı sayesinde kurtarılan fransa'nın lideriydi. fransa'yı kurtaran ingiliz-amerikan ittifakı bu iyiliği karşılıksız yapmamıştı. iyiliğinin karşısında biat ve tavizler talep ediliyordu. fransa bu ittifakın avrupa'daki uydusu haline getirilmek istenmişti fakat bağımsızlıkçı lider de gaulle bu girişimi kısmen sonuçsuz bırakmıştı. de gaulle abd'ye karşı avrupa'nın sesini yükselten önemli bir figürdü ve batı tarafından sevilmiyordu. o dönemde sürtüşme öyle bir hal almıştı ki, fransa ingiltere'nin avrupa ekonomik topluluğu'na katılma teklifini tam iki kez reddedecekti. fransa'nın 2011 itibariyle bağımsız politikalar izlemesi ve mevcut devlet lideri hollande'ın iç politikada sıkça gaulle'a benzetilmesi bu anlamda hollande'a "de gaulleşme" uyarısı veriyordu.

20* aralık 2014'e geldiğinde ise çok enteresan bir olay yaşandı. paris'te seyreden bir kamyon vatandaşların üzerine doğru sürüldü. olayda bir kişi öldü. olayın enteresanlığı burada değildi zira yaşanan şey basitti. fakat bu basit hadise karşısında fransız güvenlik güçleri yaklaşık bin askeri eyfel çevresine yerleştirdi. yerleştirilen güçler komandolardı. basit bir vakıa için bini aşkın komandonun sokaklarda devriye gezmesi aslında her şeyi özetliyordu. fransa'da halka yansıtılmayan çok ciddi terör tehlikesi yaşanıyordu.

21* hollande en son katliamdan bir gün önce batı'nın suriye politikasını eleştirdi ve "keşke esad'ı vursaydık" şeklinde bir açıklama yaptı. çünkü esad zamanında temizlenseydi ışid ortaya çıkamayacak ve total petrol şirketinin suriye ile ırak petrolleri konusundaki girişimi sonuçsuz kalmayacaktı. yapılan bu açıklama batı'nın suriye politikalarına tersti.

22* 7 ocak 2015'e geldiğinde ise malum olay yaşandı. olayın asıl nedeninin örtülmesi için katliam maskelenmeliydi. bu nedenle katliam selefi cihatçı örgüt militanlarına yaptırılmıştı. hedef olarak da hz. muhammed aleyhine karikatürler çizen mizah dergisi alındı. böylece katliamdan ifade özgürlüğüne karşı terör saçan islami terör örgütleri mesajı çıkarıldı. akıllara başka ihtimallerin gelmesinin önlenmesi için de uluslararası medya olayın başından itibaren ciddi bir algı operasyonu başlattı. neticede eylem hedefe ulaştı. bir çok batı ülkesi lideri ifade özgürlüğünü kutsamak için paris'e aktı. gelenler arasında israil devlet başkanı netenyahu da bulunuyordu. onu karşılayan hollande'ın yüzü tesadüf müdür bilinmez, çok şey anlatıyordu. 

***

23* olaydan sonra sonra fransız hükümeti ruslarla olan ilişkisine çeki düzen vermeye başladı. mesaj alınmıştı. ilk hamle mistral helikopter gemileri konusunda geldi. 16 ocak 2015'te fransa rusya'yı mahkemeye vereceğini açıkladı. 

24* 20 ocak 2015'te rusya'dan ciddi bir uyarı geldi. çünkü fransız petrol şirketi total rusya'ya vermiş olduğu taahhütleri uygulamıyordu. total'in politikası da değişmişti. 21 ocak 2015'te ise total yeni bir açıklama yaptı ve kıbrıs açıklarında yürüttüğü sondaj faaliyetlerinden çekileceğini açıkladı. görünen o ki fransa özellikle yaşanan son terör faaliyetlerinden sonra politikalarını bir nebze olsun yumuşattı. buradan çıkan sonuç batı ile fransa arasında yaşanan soğuk savaşta fransa'nın geri adım atmaya başladığı yönde.

***

25* total ceo'su de margerie'nin ölümünün ardından 21 ekim 2014 christophe de margerie'nin ölümü  total'in son zamanlarda yapmış olduğu çıkışı ve fransa'nın ukrayna'da yaşanan olaylarda takındığı rus yanlısı tavrı
. daha sonra  fransa'nın bu ekonomik savaşta batı politikalarından kısmen farklı bir yol izlediği  7 aralık 2015 günü yaşanan olayın fransa'da cereyan etmesi bir  mesaj veriyordu. bu terör saldırılarının bahsedilenin dışında, "fransa-batı-rusya" üçgeni içerisinde farklı bir yorumu olduğu yaşanan olay karşısında fransa'nın politikalarında sadece on gün içerisinde fransa ve rusya arasında negatif yönlü bir hadise ile ortaya çıktı. total-rus icraatlerinde sorunlar yaşanmaya başladı. böylece charlie hebdo katliamı fransa'ya rus politikaları konusunda verilmiş bir uyarı oldu. 


26*  şu çok açık bir gerçek. boko haram, ışid ve diğer selefi cihatçı örtgütlerin yetiştiği fikirsel zemin var. bu örgütler islamiyetin başından bu yana varlığını hep sürdürdü. islami terör kimliğiyle sahneye sürülen bu selefi cihatçı örgütler batı'nın hüküm sürmediği dönemde de mevcuttu. dolayısıyla bu örgütler batı'nın ürünü, her birini batı tasarlı denemez. bu örgütler islamı yanlış yorumlayan bir takım mezheplerin fikir tarlalarında yetişti ve asırlarca dünyanın bir çok yerinde terör saçtı. islam dünyası kendi topraklarından çıkan bu çarpık din anlayışına asırlarca çözüm bulamadı. bu zihniyet asla ölmedi. nihayetinde bu çarpık din anlayışı 21. yy'da batı tarafından silahlandırıldı, finanse edildi ve gerekli anlarda sahaya sürüldü. 

27* batı'nın bu tip hamlelerini anlatırken ısrarla "manipülasyon" terimini kullandım. zira yaşanan her olayı, ortaya çıkan her örgütü batının tasarladığı ve batının yönettiğini söylemek absürd olur. fakat tüm bunların yanında yadsınamayacak bir gerçek var: batı'nın bu tip hadiseleri çok güzel bir şekilde yönlendirmesi. işte bunun adı manipülasyondur. batı'nın yaptığı en iyi şey budur. bunun için cia'ya ayrılan ciddi bir bütçe var. bu bütçe genelde gizli tutulur. fakat dedikodular bu bütçenin 50-75 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor. bu meblağ bir çok ülkenin milli geliriyle yarışabilir. bir çok ülkede ciddi ekonomik dalgalanmalara sebep olabilir. bu parayla 30'dan fazla ak-saray yapılabilir. şimdi soruyorum, cia her yıl aldığı 50 milyar dolarlık bütçeyle ne yapıyor? bulmaca mı çözüyor?

28* yaşanan tüm bu olaylar karşısında fransa şimdilik batı karşıtı politikalarından bir nebze vazgeçmiş durumda. bu düzlemde, kısa süre içinde "ukrayna ile ilgili sorunlar tekrardan ısınabilir. fransa dış işleri ukrayna konusunda rus karşıtı bir açıklama yapabilir. fransa'nın ukrayna konusunda batı blokuna katılması durumunda ise diploması yeteneği sınırlı olan ruslar ukrayna'yı işgal ile tehdit edebilir. hatta bu işgal kısmen yaşanabilir. bekleyip göreceğiz. 


DERİNE DAHA DERİNEE!!!





Baranba

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder