27 Ocak 2015 Salı

Syriza Tsipras ve Süper Sol Mükemmel Devrimci Arkadaşları

  Bu nedir Kardeşim ya bu kadar da olmaz ki artık. Körün gözüne parmak...


Ya birader yok adamlar fenaymış yok devrimle gelmişler yok yaşıtları kızlarla gezerken o bilmeme ne yapıyormuş... olm yeter lan... yeter...
2 yıl önce sahneye çıktı. .
Genç nüfusta yüzde 50 işsizlik yaşayan Yunanistan’da ‘umut ve değişim’ sloganını satıyor. “Avrupa’nın parlayan ‘sol’ lideri olarak parlatılıyor.
Bizim anlı şanlı köşe yazarları Çipras’ı Selahattin Demirtaş’a benzetiyor..
Çipras Amerika’nın Avrupa’daki Truva atlarından biri gibi görünüyor..2015 yılı, Yunanistan ve aynı dertlerden muzdarip İspanya’da kukla ‘sol’ liderler, aç umutsuz ve yorgun halkın ‘canlandırılması’ ve sonrasında elde kalanın da toptan yutulması için kullanılacağa benziyor..“Soros, Almanya’yı devamlı eleştiren Cipras gibi kapitalizm karşıtı elebaşlarına neden parasal destek sağlıyor? Güçlü milyarderden korktukları için kimse bu konuda sesini çıkaramıyor. İsmini vermeyen yöneticilerden biri, ‘Soros Almanya’dan intikam almak istiyor’ düşüncesinde.Aileye yakın çevrelere göre Soros’un Almanya ile bir “aşk-nefret ilişkisi var. Alman gazetecilere göre, Soros, Avrupa ve Almanya’da olanlarla kişisel olarak ilgili”.Bazı Yunan araştırmacılara göre ise Soros’un aşırı solcu Yunanlılarla ilgisinin ardında gizli bir başka neden var. SYRIZA, uzun zamandır, Yunanistan’da Soros tarafından parasal destek sağlanan Sivil Toplum Kuruluşları ile aktif olarak birlikte çalışıyor. Bu sol eğilimli köktenciler cinsel, etnik ve dini azınlıkları açıkça destekliyor. Parti liderleri Anadolu’da Yunanlılara bir soykırım uygulandığını inkâr ettiklerinden ve Yunanistan’ın komşularının toprak taleplerini kabul etmesini istediklerinden dolayı pek çok kişi bu partiyi ulusalcılık karşıtı olarak görüyor. SYRIZA koalisyonu her zaman, Kilise’nin Yunan toplumu üzerindeki etkisini devamlı tutmaya karşı çıkmıştır. Ordu birliklerinden papazların çıkartılmasını desteklerken, papazların maaşlarının devlet bütçesinden ödenmesine karşıtlar ve Kilise’nin devletten tamamen ayrılmasını istiyorlar.2. AB’den kamu yatırımı programını finanse edecek şekilde Merkez Bankası’nın rolünü değiştirmesi talep edilecek.3. 500 bin Avro üzeri geliri olan herkes için gelir vergisi yüzde 75’e çıkarılacak.4. Seçim yasası Nispi Temsil Sistemi’ne çevrilecek. Azınlık veya farklı düşünce taraflarının, mecliste temsili sağlanacak.5. Avrupa ortalamasına göre büyük şirketlere konan vergiler arttılacak.6. Lüks tüketime özel vergi konulacak.7. Kiliseye ve gemi inşa sanayisine sağlanan ayrıcaklıklar kaldırılacak.8. Bankaların gizli önemleri ve yurtdışındaki sermayeleriyle savaşılacak.9. Askeri harcamalar kesilecek.10. Asgari ücret 750 avro olacak.11. Hükümet, banka ve kiliseye ait binalar evsizler için kullanılacak.12. Devlet okullarında çocuklara ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği verilecek.13. İşsizlere, evsizlere ve düşük ücretlilere bedava sağlık hizmeti verilecek.14. Mortgage kredi ödemelerini karşılayamayan yoksul ailelere yüzde 30’u kadar sübvansyon verilecek.15. İşsizler için ödenekler arttırılacak.16. Bankalar millileştirilecek.17. Stratejik önemdeki eski kamu kuruluşları (demiryolları, havaalanları, posta ve su hizmetleri) yeniden millileştirilecek.18. Yenilenebilir enerji tercih edilecek ve çevrenin korunması sağlanacak.19. Güvencesiz işe alımlar ve belirsiz süreli sözleşmeler sınırlanacak.20. Toplu iş sözleşmeleri yenilenecek.21.. Kilise ile devletin ayrılmasını sağlayacak anayasal reformlar yapılacak.22. Avrupa ile yapılan anlaşmalar referanduma götürülecek.23. Milletvekillerinin ayrıcalıkları kaldırılacak. Yargının hükümet mensuplarını soruşturabilmesinin yolu açılacak.24. Halk protestoları sırasında polisin maske takması ve ateşli silah kullanması yasaklanacak.25.. Göçmen toplama merkezlerinde insan haklarını garanti altına alınacak.26. Göçmen ailelerin bir araya gelmeleri kolaylaştırılacak.27. Uyuşturucu ticaretiyle mücadele kapsamında uyuşturucu tüketimine konan ceza kaldırılacak. Uyuşturucu rehabilitasyon merkezleri için kaynak artırılacak.28. Yasa tasarısında olan vicdani ret hakkını düzenlenecek.29. Kamu sağlık hizmeti için kaynaklar Avrupa seviyesine çıkarılacak (Avrupa seviyesi GSYİH’nin yüzde 6’sı kadar; Yunanistan’da yüzde 3)30. Milli sağlık hizmetleri için vatandaşların para ödemelerine son verilecek.31. Özel hastaneler millileştirilecek. Ulusal sağlık sistemi için özel katkı payı kaldırılacak.32. Yunan askeri birlikler Afganistan ve Balkanlardan çekilecek. Kendi sınırlarımız dışında hiçbir yerde Yunan askeri kalmayacak.33. İsrail ile askeri işbirliği kaldırılacak. 1967 sınırları içindeki Filistin devletinin kurulması için destek verilecek.34. Türkiye ile istikrarlı anlaşmalar için müzakere yapılacak.35. Yunanistan’daki tüm yabancı askeri üsler kapatılacak ve NATO’dan çıkılacak.

Alman haftalık iş dergisi WirtschaftsWoche’de çıkan bir makalede Amerikalı milyarder yatırımcı George Soros’un Yunanistan’ın ikinci popüler partisi SYRIZA’ya parasal destek sağladığı haberi var. Dergideki yazıya göre Amerikalı sermayedar, SYRIZA koalisyonunun aşırı sol görüşlü lideri Alexis Cipras’ın Amerikan’ın “yerleşik politik güçleri” ile tanıştığı ABD ziyaretinin organizasyonuna yardımcı oldu. Cipras, bu ziyarette onlardan açık olarak, “tamam, sen yürüt” sözünü aldı.
Makalenin yazarına göre Soros, Cipras’ın partisini Almanya üzerinde baskı oluşturmada kullanmak istiyor. Alman karşıtı konuşmalarıyla tanınan SYRIZA koalisyonunun ABD’ye giden ekibi de orada Angela Merkel’in politikasını sert bir dille eleştirdi.







Yunanistan bir anda ortaya fırlatılmış, Soros solcusu lider Alexis Çipras’ın yıldızlaştığı bir seçim yaşadı…
Avrupa’nın en dertli ekonomisiyle çırpınan Yunanistan’da ; radikal sol koalisyonun genç lideri Alexis Çipras,


7 Ocak 2015 tarihli, ‘George Soros SYRIZA’yı fonluyor’ başlıklı yazısında- Peter Myers “George Soros Syriza’yı destekliyor.. Bakalım Yunan Troçkistleri Soros fikirleri ışığında başarıya yürüyecekler mi?” diye soruyor:
YANİ TÜRKÇESİ;
George Soros Yunan muhalefetine parasal destek sağlıyor



Yunanistan’daki turuncuları kopyalayan İspanya ‘sol’cuları, Obama’nın seçim sloganı (Yes We Can!)’ın İspanyolcası ‘Podemos’ (Yapabiliriz) diyerek 10 ay önce sahneye çıktılar…Lider olarak bir televizyoncu ‘çocuk’ seçildi.
bak adam nereye gidip seçilmiş

 Arkadan bağlı saçları, günlük giysileriyle dikkat çeken Pablo İglesias’ın Çipras iel çok benzer özellikleri var. İspanya komünist parti üyeliğiyle başlayan politik hayatı Podemos ile yükseliyor.. Onun da George Soros ve benzer odaklarla olan dolar ilişkisi İspanyol basınında çokça yer alıyor.
Atina mitinginde İglesias, iş arkadaşı Çipras’ı yalnız bırakmadı.. “Yunanistan’ı sallayan rüzgar İspanya’da da esecek!” diyerek sol yumruk salladı..
adamların planları büyük. Avrupa birliğini kontrol etmeye çalışıyorlar. Avrupa da ki güç odaklarını değiştirme peşindeler ve bunu en güçsüzlerden ekonomik olarak en zayıf olanlardan başlayarak yapıyorlar
bak adam amerikada neler demiş

şimdi bakalım  bizim süper basın ne diyor bu konuda
Avrupa birliğini kontrol etmeye çalışıyorlar e avrupa kaygılı normal olarak...

Vayy be sanki iyi bir haltmış gibi erdoğana özeniyormuş.. breh breh breh...

Adam yazının sonunda açık açık ispanyada da bekliyoruz böyle bir hareket demiş.

Şimdi başlasın bakalım süper solcu hareket. Facebook ta bile başlamış yanlış yönlendirme şu aptal şey paylaşılıp duruyor
YUNANİSTAN'IN ATEİST BAŞBAKANI ALEKSİ ÇİPRAS'IN KAPİTALİST DÜNYAYI TİTRETEN MADDELERİ
1. Ekonomi canlanana kadar kamu borcuna denetim getirilecek ve faizler konusunda yeniden anlaşma yapılacak.

İşin kötüsü de ne biliyor musunuz? Bu yazıları  bilerek ya da bilmeyerek Cumhuriyetçi Atatürkçü sıfatı altında yaptıkları  paylaşımlarla  dağıtanları  bilgisiz cahil göstermek. Kaldı ki bunun üzerinden Atatürk ü itibarsızlaştırmak..
Bu o  kadar çok ki... Size Başka bir örnek vereyim;
yukarıdaki haberi yapmadan önce bu yazıyı facebookta paylaşan arkadaşları birebir uyarıp böyle yapılmasının sebebini açıklamıştım.
Ya çok zor bir şey değil ben bile Amerikalı gazeteci ile yapılan röportajı bulup içinde bu kelimelerin olmadığını seçebiliyorsam bu öküz gazeteciler neden yapmadan bu şekilde itibarsızlaştırmaya sebep veriyorlar anlamıyorum.

YANİ SONUÇ OLARAK GAZETELER "ALLAH TEKDİR" YAZARSA AÇIN BAKIN KARDEŞİM KİTABI HAKİKATTEN ALLAH TEK  Mİ? 



  



23 Ocak 2015 Cuma

Charlie ye Ne oldu? Sen olay karikatürden çıktı diyorsun yani...

Karikatürler yüzünden yapıldı hep bunlar pis radikal dinci kökten islamcı kaka müslümanlar.... Ama onlarda Peygamber efendimizin resmini çizmeselerdi..

Oke ilk satırda ön yargılı öküzlerlerden kurtulup geniş resime bakan arkadaşlarla baş başa kaldığımıza göre yaklaşın azcık;




1* son üç yıldır sistematik kaos yaşayan dünya 7 ocak charlie Hebdo Katliamı ile birlikte yeni bir boyut kazandı. olay yaşanır yaşanmaz "fransa'nın 11 eylülü" haberleri manşetlere taşındı. fail islamcı terör örgüebdtüydü. televizyonlar, gazeteler, köşe yazarları, siyasetçiler ve araştırmacılar daha olay yaşanır yaşanmaz katliamı "hz. muhammed hakkında çizilen karikatürlerin intikamı" olarak tanımladı. bu tanımın gerekçesi katliamı yapanların sokakta "hz muhammed'in intikamını aldık." şeklinde bağırmasıydı. böylece yaşanan olay daha o gün "ifade özgürlüğü" eksenine indirgendi. köktendinci islami anlayış ifade özgürlüğüne karşı ve terörcü bir akım olarak lanse edildi. hatta islamı bu katliamdan sorumlu tutanlar bile çıktı. neticede 8 ocak 2015 sabahı ana akım medyadan kimse olayın başka bir anlama gelebileceğinden söz etmedi. yaşanan katliamın neden ve sonucu hakkında aykırı çıkış yapan kimse olmadı. azınlıkta kalan bir kısım medya ise olayı "müslümanları terörist göstermek için yapılmış bir kurmaca" olarak gördü. amaç ortadoğu'ya yapılacak bir saldırının bahanesini oluşturmaktı. üstelik yaşanan hadisede şüphe uyandıran bir çok nokta vardı. saldırganların bulunduğu sokağın boş olması, yerde yatan polisin vücudundan kan çıkmaması, karikatürden bir çalışanın olayı kameraya alması, başka görüntünün olmaması, saldırganların canlı ele geçirilememesi gibi bir çok şüphe çeken nokta olayın bir kurgu olduğu anlamına geliyordu. yaşanan olaya bu açıdan bakanlar azınlıktaydı. 

2* sonuç olarak katliam "avrupa'yı tehdit eden islami terör faaliyeti" olarak tarihe geçti. tüm bu bakışların dışında, başka bir detay vardı. o da batı medyasının olayı tanımlama noktasında oldukça atik ve güçlü davranmasıydı. medya olayın neden çıktığını, faillerin kim olduğunu, kimi temsil ettiğini ve katliamın sebebini daha ilk dakikalarda netleştirmişti. akabinde dünyadan bir çok liderin katıldığı "ifade özgürlüğüne destek yürüyüşü" tertip edildi. sorulması gereken soru şuydu: cihatçı militanların katliamı düzenleme sebebi karikatürler dışında başka bir şeye dayanıyor olamaz mıydı? 

3* dünya üzerinde bu katliamı yapabilecek cihatçı görünüşlü bir çok militan mevcut. bunun bir örneği pakistan'da yaşandı. bir okul basan el kaide örgütü çoğu çocuk yüzü aşkın insanı katletti. yaşanan bu olay paris'te de yaşanabilirdi. mesele katillerin müslüman olup olmadığı değildi. batı'nın katliamın adını koyma konusundaki hızı ve isteğiydi. bunun bir anlamı olmalıydı. üstelik olay fransa'da yaşanmıştı. fransa son yılların önemli bir ülkesiydi.

4* tarihin eski çağlarında büyük akarsu yatağı çevresinde kurulan ülkeler gelişmiş ülkelerdi. su kaynaklarını elinden tutan ülkeler güçlü ülkelerdi. tarihin ilk çağlarında ise önemli ticaret yollarını elinde tutan ülkeler güçleniyordu. ipek ve bağdat yolu için nice savaşlar cereyan etmişti. imparatorlar çağında güçlü orduları olan ülkeler fetih ve vergi yoluyla zenginleşiyordu. yakın çağda ise coğrafi keşifler büyük sömürge imparatorluklarının ortaya çıkmasına neden olmuştu. dünyanın en güçlü devleti, en çok sömürgesi olan ingiltere'ydi. yeni çağda yaşanan sanayi devrimi ile daha çok üreten ve sömürge devletere daha çok mal satan zengin ülkeler en güçlülerdi. ve son 150 yıldır ise dünyanın en önemli enerji kaynağını elinde bulunduran ülkeler en güçlü ülkeler haline geldi. bu kaynak petroldü. petrolü elinde bulunduran ve onu işleyebilen en güçlü ülke amerikaydı. bunun sebebi amerikan hükümeti ile koordine çalışan küresel petrol şirketleriydi. 

5* bu şirketler daha önce dünya üzerinde bir çok savaş çıkarmıştı. ortadoğuyu da kapsayan 1. dünya savaşında ülkeler bu coğrafyanın petrolünü ele geçirmek için çaba harcıyordu. dünyanın daha bir çok noktasında petrol savaşları çıkmıştı. bu savaşlardan en bilindiği doğu timor'da yaşanmıştı. bilinen son petrol savaşı ise sudan'da yaşandı. darfur'da önemli petrol kaynaklarının tespit edilmesi üzerine kent ciddi bir iç karışıklık sürecine girdi. 180.000 kişi öldü, 2 milyon kişi evsiz kaldı. karışıklık sonucunda ülke ikiye bölündü. batı işin başından itibaren sürecin parçasıydı. güney sudan dev petrol yataklarını içerir şekilde bağımsız bir devlet olarak tanındı. bu yeni ülke ilk iş olarak petrol sahalarını küresel petrol şirketlerine açtı. sudan, petrol savaşlarının çok basit bir örneğiydi.

6* 2000'li yıllardan itibaren dünyadaki petrol sondaj faaliyetleri hızla arttı. bilinen petrol kaynaklarının tükenme tehlikesine karşın şirketler yeni petrol sahaları bulmak için kıyasıya bir rekabet sürecine girdi. yeni petrol sahalarının gözde alanı kuzey afrikaydı. ilerleyen zamanlarda sondaj çalışmaları moritanya, mali, nijer, çad ve sudan’ı içine alacak şekilde genişletildi. bu bölgede yapılan petrol arama çalışmalarına tunus ve cezayir ülkelerinin şirketlerinin yanı sıra daha bir çok ülkenin şirketleri katılıyordu. 

7* bölgedeki en önemli atılımı ise 2007 yılında libya'nın en önemli petrol şirketlerinden holding petrol'ü satın alan amerikan exxon mobil şirketi yaptı. bu şirket 2011 yılına gelindiğinde afrika çapında 3000 enerji dağıtım noktasına hükmetmeye başlamıştı. şirket nijer deltası’nda günde 838.000 varil petrol çıkartıyordu. nijer petrolleri bir çok şirketin ilgi odağı halindeydi. nijer'de faaliyet güden şirketlerden biri de çin'liydi. çin'li şirketler 2000'li yıllarda bir çok afrika ülkesinde yatırımlar başlattı. çin'in hakim olduğu ülke çad'dı. çin çad'da hükümet tarafından büyük destek görüyordu. bu destek batı tarafından affedilmedi. çad dünya bankası tarafından markaja alındı. bunun üzerinde çin'li silah şirketleri ülkede yeni silah fabrikaları kurdu. 

8* işin garip yanı, petrol çıkaran şirketlerin bazılarının denize kıyısı yoktu. işlenen petrol ihraç edilemiyordu. kıyı ülkeleri ise bu noktada daha cazip hale geliyordu. iç kısımda kalan ülkeler ise orta afrika'dan libya'ya uzanan ve akdeniz'den avrupa'ya açılan bir boru hattı projesi geliştirdi.. sonuç olarak yaşanan bu gelişmeler afrika petrolleri üzerinden bir çok petrol şirketinin mücadeleye girişmesine sebep oldu. 2011'de yaşanan arap baharı ile bölgede sondaj çalışmaları yapma imkanı büyük oranda ortadan kalktı. anarşi ve terör ortamı nedeniyle tunus ve cezayir karıştı. birçok şirket ise bölgedeki olaylar nedeniyle faaliyetlerini durdurdu. arap baharı başta tunus ve cezayir olmak üzere bir çok petrol devinin işini baltalamıştı. 

9* yaşanan petrol mücadelesi afrika'da bir çok terör örgütünün yükselmesine neden oldu. çünkü şirketler kaynakları ele geçirebilmek için darbeler tezgahlıyor ve idareyi palazlandırdıkları terör örgütlerine teslim ediyordu. bu sayede idareyi ele geçiren örgütler petrol havzalarını kendilerini destekleyen şirketlere açıyor, aynı zamanda ortaya çıkan terör ortamı diğer şirketler için güvenlik sorunu haline geliyordu. çin'in bir çok afrika ülkesinde kurduğu silah fabrikalarının anlamı buydu. kurulan terör örgütlerinin en meşhurları el şebab ve boko haram örgütüydü. boko haram amerikan şirketleri yerine çin'i tercih eden nijerya'da kuruldu fakat nijer petrollerinin bulunduğu alanda faaliyet güdüyordu. faaliyette bulunduğu diğer bir ülke çad'dı. olay basitti, petrol nerede çıkarsa orada terör örgütleri ürüyordu. bu örgütlerin kuruluş gayeleri ve faaliyet maksatlarını gizlemek gerekiyordu. işte islami cihatçı terör mantalitesi tam da bu noktada yardıma koşuyordu. bu örgütler medyada islami terör olarak deklare edildikçe örgütlerin kuruluş gayesi ortadan kalkıyordu. üstelik tüm bu örgütlerin hepsi aynı mezhep ekolünden geliyordu: selefilik. yıllar sonra suriye'de de aynı ekolden gelen ışid palazlanacaktı. 

***

10* afrika'daki kaynak kapma yarışında bir çok şirket mücadele veriyordu fakat bu şirketler içinde bir tanesi son yıllarda önemli başarılar elde etmişti. bu şirket fransız petrol devi total'di. moritanya bu şirkete havzasında arama izin ruhsatı vermişti. sahile kıyısı olmayan afrika ülkeleri için ortaya atılan trans-sahra boru hattı projesi'nin en önemli girişimcisi yine total petrol şirketiydi. 2011 yılında libya'da kaddafi'nin devrilmesinin ardından fransa büyük bir atakla nato'yu topladı ve oluşturulan donanma ile libya işgal edildi. fransa'nın baş girişimciliğinde yaşanan libya işgalinin ardından bölgenin petrollerini total'e geçti. yapılan müdahale dünyaya "libya'ya demokrasi götürme" işlemi olarak açıklanmıştı. komikti. buna yalnızca saflar inanırdı.


şimdi bakın burası önemli






11* total'in girişimleri bu kadarla kalmıyordu. şirket latin amerika ülkelerinde de etkindi. brezilya petrolü için açılan ingiliz ve amerikan şirketlerinin de katıldığı ihaleyi total'in başını çektiği konsorsiyum kazandı. fransa'nın arjantin hükümeti ile de sıkı ilişkileri bulunuyordu. kirchner hükümetine büyük destek sağlanıyordu. işin ilginç yanı devlet lideri cristina fernandez de kirchner ile ingiltere arasında problemler vardı. arjantindeki gerginlik ilerleyen zamanda had safhaya ulaşacak ve bir savcı devlet lideri aleyhinde soruşturma bile açacaktı. soruşturmayı açan savcı kısa süre sonra 2015 başlarında şüpheli bir şekilde hayatını kaybedecekti. 

12* fransa'nın izlediği batı'dan kopuk bu politikaların yarattığı rahatsızlık daha 2012'de başlamıştı. standart & poor's fransa'nın kredi notunu düşürmüştü. aynı kuruluş bir yıl sonra fransa'nın kredi notunu 2013'te bir kez daha düşürecekti

13* fransa'nın batı ile yaşadığı en keskin ayrılık 2014 baharında yaşanan amerikan-rus ekonomik savaşı sırasında patlak verdi. rusya'ya uygulanan ambargo kapsamında önceden kararlaştırılan mistral tipli 2 helikopter gemisinin satışı için fransa'ya iptal et baskısı uygulandı. başlarda anlaşmanın iptal edilebileceğini duyuran fransa daha sonra bu kararından döndü. oluşacak zararın karşılanmasını talep etti. aksi takdirde satışın yapılabileceği yönünde karar aldı. 

14* petrol şirketlerinin karadenizdeki arama faaliyetleri de artmıştı.. ukrayna'da exxon mobil faaliyetteydi fakat ukrayna'nın karışmasının ardından çalışmalar durma noktasına geldi. olayların müsebbibi görülen rusya'ya ambargo uygulanıyordu uygulanmasına fakat fransız total şirketi ukrayna politikasında rusya'yı destekliyordu. haziran 2015'te şirketin ceo'su de margerie yaşanan batı-rus gerginliği için yeni bir berlin duvarı örmeye gerek yok diyordu.

15* fransa-iran ilişkileri de iyiydi. batı'nın uyguladığı iran ambargosuna rağmen iran'da bir çok fransız şirketi aktif ticaret yapıyordu. temmuz 2014'e gelindiğinde fransız bnp paribas bankası iran'a uygulanan batı yaptırımlarını deldiği için 8.8 milyar euro cezaya çarptırılmıştı.

16* ekim sonunda ise hiç olmayan bir şey oldu. bugüne dek fillerin savaşında çimenler eziliyordu fakat bu kez bir fil de hayatını kaybetmişti. total ceo'su cristoph de margerie 21 ekim'de rusya'da öldü. ölenin total ceo'su olması, ölümün trajik şekilde gerçekleşmesi ve ölüm yerinin rusya olması ciddi mesajlar veriyordu.

17* kasım 2014'te fransa'nın ekonomik görünümü standart & poor's tarafından tekrar düşürüldü. benzer bir sürtüşme yine 2014 kasımında yaşandı. arjantin'li papa vatikan dış işleri bakanlığında değişikliğe gitti. fransız mamberti görevden alındı ve yerine ingiliz gallagher getirildi. 

18* fransız petrol devi bir yandan dünya üzerindeki petrol faaliyetlerini artırıyor bir yandan da fransız hükümeti batı politikalarından daha bağımsız hareket etmeye başlıyordu. fransız hükümetinin en büyük atılımı nükleer alanda gerçekleşti. hükümet nükleer araştırmalara ciddi ücret harcıyordu. fransa'nın askeri harcamaları dünyada dördüncü sıraya yükselmişti. bu gelişmelerden sonra özellikle fransız nükleer tesislerin üzerinde yakalanan insansız hava aracı sayısında patlama yaşanacaktı. birileri fransa'yı ciddi şekilde gözlemeye başlamıştı.

19* iç politikada ise devlet başkanı françois hollande'ın siyasi çizgisi sıkça eski fransız lider charles de gaulle'e benzetiliyordu. bu benzetme de şüphesiz bazı mesajlar barındırıyordu. zira de gaulle ikinci dünya savaşı sırasında alman işgaline uğrayan ve ingiliz-amerikan ittifakı sayesinde kurtarılan fransa'nın lideriydi. fransa'yı kurtaran ingiliz-amerikan ittifakı bu iyiliği karşılıksız yapmamıştı. iyiliğinin karşısında biat ve tavizler talep ediliyordu. fransa bu ittifakın avrupa'daki uydusu haline getirilmek istenmişti fakat bağımsızlıkçı lider de gaulle bu girişimi kısmen sonuçsuz bırakmıştı. de gaulle abd'ye karşı avrupa'nın sesini yükselten önemli bir figürdü ve batı tarafından sevilmiyordu. o dönemde sürtüşme öyle bir hal almıştı ki, fransa ingiltere'nin avrupa ekonomik topluluğu'na katılma teklifini tam iki kez reddedecekti. fransa'nın 2011 itibariyle bağımsız politikalar izlemesi ve mevcut devlet lideri hollande'ın iç politikada sıkça gaulle'a benzetilmesi bu anlamda hollande'a "de gaulleşme" uyarısı veriyordu.

20* aralık 2014'e geldiğinde ise çok enteresan bir olay yaşandı. paris'te seyreden bir kamyon vatandaşların üzerine doğru sürüldü. olayda bir kişi öldü. olayın enteresanlığı burada değildi zira yaşanan şey basitti. fakat bu basit hadise karşısında fransız güvenlik güçleri yaklaşık bin askeri eyfel çevresine yerleştirdi. yerleştirilen güçler komandolardı. basit bir vakıa için bini aşkın komandonun sokaklarda devriye gezmesi aslında her şeyi özetliyordu. fransa'da halka yansıtılmayan çok ciddi terör tehlikesi yaşanıyordu.

21* hollande en son katliamdan bir gün önce batı'nın suriye politikasını eleştirdi ve "keşke esad'ı vursaydık" şeklinde bir açıklama yaptı. çünkü esad zamanında temizlenseydi ışid ortaya çıkamayacak ve total petrol şirketinin suriye ile ırak petrolleri konusundaki girişimi sonuçsuz kalmayacaktı. yapılan bu açıklama batı'nın suriye politikalarına tersti.

22* 7 ocak 2015'e geldiğinde ise malum olay yaşandı. olayın asıl nedeninin örtülmesi için katliam maskelenmeliydi. bu nedenle katliam selefi cihatçı örgüt militanlarına yaptırılmıştı. hedef olarak da hz. muhammed aleyhine karikatürler çizen mizah dergisi alındı. böylece katliamdan ifade özgürlüğüne karşı terör saçan islami terör örgütleri mesajı çıkarıldı. akıllara başka ihtimallerin gelmesinin önlenmesi için de uluslararası medya olayın başından itibaren ciddi bir algı operasyonu başlattı. neticede eylem hedefe ulaştı. bir çok batı ülkesi lideri ifade özgürlüğünü kutsamak için paris'e aktı. gelenler arasında israil devlet başkanı netenyahu da bulunuyordu. onu karşılayan hollande'ın yüzü tesadüf müdür bilinmez, çok şey anlatıyordu. 

***

23* olaydan sonra sonra fransız hükümeti ruslarla olan ilişkisine çeki düzen vermeye başladı. mesaj alınmıştı. ilk hamle mistral helikopter gemileri konusunda geldi. 16 ocak 2015'te fransa rusya'yı mahkemeye vereceğini açıkladı. 

24* 20 ocak 2015'te rusya'dan ciddi bir uyarı geldi. çünkü fransız petrol şirketi total rusya'ya vermiş olduğu taahhütleri uygulamıyordu. total'in politikası da değişmişti. 21 ocak 2015'te ise total yeni bir açıklama yaptı ve kıbrıs açıklarında yürüttüğü sondaj faaliyetlerinden çekileceğini açıkladı. görünen o ki fransa özellikle yaşanan son terör faaliyetlerinden sonra politikalarını bir nebze olsun yumuşattı. buradan çıkan sonuç batı ile fransa arasında yaşanan soğuk savaşta fransa'nın geri adım atmaya başladığı yönde.

***

25* total ceo'su de margerie'nin ölümünün ardından 21 ekim 2014 christophe de margerie'nin ölümü  total'in son zamanlarda yapmış olduğu çıkışı ve fransa'nın ukrayna'da yaşanan olaylarda takındığı rus yanlısı tavrı
. daha sonra  fransa'nın bu ekonomik savaşta batı politikalarından kısmen farklı bir yol izlediği  7 aralık 2015 günü yaşanan olayın fransa'da cereyan etmesi bir  mesaj veriyordu. bu terör saldırılarının bahsedilenin dışında, "fransa-batı-rusya" üçgeni içerisinde farklı bir yorumu olduğu yaşanan olay karşısında fransa'nın politikalarında sadece on gün içerisinde fransa ve rusya arasında negatif yönlü bir hadise ile ortaya çıktı. total-rus icraatlerinde sorunlar yaşanmaya başladı. böylece charlie hebdo katliamı fransa'ya rus politikaları konusunda verilmiş bir uyarı oldu. 


26*  şu çok açık bir gerçek. boko haram, ışid ve diğer selefi cihatçı örtgütlerin yetiştiği fikirsel zemin var. bu örgütler islamiyetin başından bu yana varlığını hep sürdürdü. islami terör kimliğiyle sahneye sürülen bu selefi cihatçı örgütler batı'nın hüküm sürmediği dönemde de mevcuttu. dolayısıyla bu örgütler batı'nın ürünü, her birini batı tasarlı denemez. bu örgütler islamı yanlış yorumlayan bir takım mezheplerin fikir tarlalarında yetişti ve asırlarca dünyanın bir çok yerinde terör saçtı. islam dünyası kendi topraklarından çıkan bu çarpık din anlayışına asırlarca çözüm bulamadı. bu zihniyet asla ölmedi. nihayetinde bu çarpık din anlayışı 21. yy'da batı tarafından silahlandırıldı, finanse edildi ve gerekli anlarda sahaya sürüldü. 

27* batı'nın bu tip hamlelerini anlatırken ısrarla "manipülasyon" terimini kullandım. zira yaşanan her olayı, ortaya çıkan her örgütü batının tasarladığı ve batının yönettiğini söylemek absürd olur. fakat tüm bunların yanında yadsınamayacak bir gerçek var: batı'nın bu tip hadiseleri çok güzel bir şekilde yönlendirmesi. işte bunun adı manipülasyondur. batı'nın yaptığı en iyi şey budur. bunun için cia'ya ayrılan ciddi bir bütçe var. bu bütçe genelde gizli tutulur. fakat dedikodular bu bütçenin 50-75 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor. bu meblağ bir çok ülkenin milli geliriyle yarışabilir. bir çok ülkede ciddi ekonomik dalgalanmalara sebep olabilir. bu parayla 30'dan fazla ak-saray yapılabilir. şimdi soruyorum, cia her yıl aldığı 50 milyar dolarlık bütçeyle ne yapıyor? bulmaca mı çözüyor?

28* yaşanan tüm bu olaylar karşısında fransa şimdilik batı karşıtı politikalarından bir nebze vazgeçmiş durumda. bu düzlemde, kısa süre içinde "ukrayna ile ilgili sorunlar tekrardan ısınabilir. fransa dış işleri ukrayna konusunda rus karşıtı bir açıklama yapabilir. fransa'nın ukrayna konusunda batı blokuna katılması durumunda ise diploması yeteneği sınırlı olan ruslar ukrayna'yı işgal ile tehdit edebilir. hatta bu işgal kısmen yaşanabilir. bekleyip göreceğiz. 


DERİNE DAHA DERİNEE!!!





Baranba

13 Ocak 2015 Salı

2015 de Dünyada neler olacak.. The Ekonomist neleri ön görmüş

Aşağıda ekonomistin 2015 için hazırladığı kapak var. Tamam bir sürü derginin 2015 için hazırladığı kapak var ve hatta  aha şurada da  pirelli takvimi bu daha çok ilginiz çekebilir. Ama neden  Ekonomistin kapağı bu kadar önemli  ya da ""yav gardaşım ne etti bu ekonomist size?" diye sorabilirsiniz


Önce Ekonomistin künyesine bir bakalım; Özel bir şirket olan Economist de editoryal bağımsızlığı garanti altına alacak bir formül geliştirmiş. Economist Group’un şemsiye şirketi olan The Economist Newspaper Limited’in dört çeşit hissesi var.
Sıradan hisseler çalışanlar, eski çalışanlar ve kurucuların elinde. Bu hisselerin sahipleri direktörlerin atanmasına katılamıyor, ama başka birçok alanda öbür hissedarlarla eşitler. Sıradan hisselerin başkalarına transferi için direktörler kurulunun onayı gerekiyor.
Özel “A” hisseleri kimi kalburüstü aileler ile bazı eski ve yeni çalışanların elinde.
Özel “B” hisseleri, vakıf hisseleri hariç olmak üzere, toplam hisselerin %50’sine sahip olan The Financial Times Limited’in elinde.
Vakıf hisseleri ise mütevellilerin elinde. “A” ve “B” tipi hisselerin devri gibi kimi işlemlerde onların onayı gerekiyor. Vakıf hisselerine tanınan hak, mülkiyet ve editorial bağımsızlığı sürdürmeyi sağlıyor. Economist’in editörünü ve şirketin başkanını atamak mütevellilerin yetkisinde.
He siz şimdi sorabilirsiniz kalbur üstü aileler içinde acaba Financial Times ın da sahibi olan Pearson PLC nin kurucusu Samuel Pearson Goddard, Jr. in kalbur üstü ailesi de olabilir mi acaba diye düşünebilirsiniz. Şimdi soyadına dikkatinizi cezbederim
ekonomist editörlüğü bağımsız olacaktı ya  heh işte bakın burada kim var tamamen bağımsız editör  Charles Goddard kendisi "Charles Goddard is the Editorial Director, Asia-Pacific, responsible for leading the Economist Intelligence Unit’s" Ekonomistin kısaca asia pasifik editörü 
Şimdi hala neden  Ekonomist kapağı diye sorulabilir zira bu dergi ( ki kendilerine gazete demekte ısrarcılar) ve doğrudan dünyanın kaymak tabakası ile ilişkilidir. Buna tabi kısmen sahibi  İngiltere Rothschild aile bankası   olduğu ve editörü, John Micklethwait Bilderberg Konferansına birkaç kez katılmış olması , zaten Bilderberg in siyaset, finans, iş ve medya dünyasından dünyanın en güçlü insanları küresel politikaları  tartışmak ve karar almak için gizli toplantılar olduğunu asla içeriğinin açıklanmadığını biliyoruz. Türkiye bu toplantıların yapıldığı ülkelerden biridir ayrıca . .Bu nedenle, onun "2015 tahmini" kapağı oldukça şaşırtıcı 
 Kapak patates...Misal bana deseler abi bu senin dergin bu da kapağı  ne diyorsun ilk olarak "kim lan bu derginin editörü ne lan bu böyle Çeliktepe Cengizhan Lisesi  yıllığı gibi, kovun pezevengi" derim  .Ama bu kapak  2015 yılında önemli  siyasi figürleri, kurgusal karakterleri ve pop kültürü simgeler özellikleri, en önemlisi de  elitlerin Gündemi belirleyecek  unsurlarını ima eden gizli sembolik çizimleri içeriyor. İşte kapak:

Büyük sevenler için geliyor efendim burada
İlk bakışta,  Obama ve Putin, Rugby kupası  ve yeni Spider-Man filmi görünüyor. Ama yakından bakıldığında rahatsız edici unsurların bir bir ortaya çıkıyor

İki Yüzlü Küre

 

Dünyayı doğu ve batı olarak betimleyen bu çizimde açıkça görülebilecek şekilde. Doğu ve Batı arasında bir çatışma temsil ediliyor olabilir mi? Kapak "Doğu'nun yükselişi" ve batıya olan memnuniyetsizliği gibi birkaç  sembol sunmuş. Hemen bu çizimin altında, bir mantar bulutu (nükleer bombalar bu tip bir bulut oluşturur) ve uzaya bir casus uydu fırlatılması  resmedilmiş.

İleri teknoloji casus uydu ve nükleer savaş. The Economist çok iyimser değil.

Yüz Renkleri

Kapaktaki kişilerin yüzlerine bir bakalım . Bazıları renkli bazıları siyah Beyaz  Neden acabağğğ?

Siyah Beyaz olanlar  Putin'i, Merkel, Obama, Hillary Clinton ve David Cameron var. Renkli olanlar arasında David Blaine, ve elinde singapur atkısı taşıyan biri (Singapur 2015 DENİZ oyunları ev sahibi) ve sanal gerçeklik donanımları giyen rastgele bir adam var. Bu verilerin hızlı bir derlemesi siyah ve beyaz olanlar elitleri  ( IŞID adamı dahil muhtemelen onlar için çalışıyor)  veya onların uzantılarını  renkli olanlar ise bu oluşumun "dışındakiler" olduğunu ortaya koymakta.  

Fareli köyün kavalcısı

 

Bu 2015-temalı kapağında Köyün Kavalcısı varlığı düpedüz rahatsız edici. Fareli köyün kavalcısı bildiğimiz gibi Fareli şehrin çocukları cezbetmek için, büyülü bir flüt kullanılan  çocukları da peşine takıp bir daha ortalarda görünmeyen  bir arkadaşı anlatan  Alman masalının içindeki figür


Köyün kavalcısı Fareli çocukları Hacılarken.....

Orta çağdan kalma bu folklorik sembol veba, felaket veya büyük bir göç hareketi ya da toplu ölümleri temsil ediyor. Aynı zamanda bugünün gençliği için mükemmel bir şekilde ahlaki dezenformasyonu sağlayan ve gençleri arkasından sürükleyen kitle iletişim araçlarını ayrıca müzik sektörünü temsil ediyor. 

Cahil Çocuk


 Köyün Kavalcısının sağ  altında  yüzünde şaşkın bir bakışla genç bir çocuk görünüyor.O, "Panik" adlı bir oyun izliyor. kelimeler "Yeşil ışık!" ve "sis!" "sis" in başı görünmediği için yazanın ISIS(ışıd) mi crisis (kriz) mi olduğunu anlayamıyoruz bir başka  kelime "Federal Rezerv" ve CHI (muhtemelen Çin ) . Oyun çeşitli etkinlikler kitle medya kullanılarak toplumları yönlendirmek istese de cahil halk tamamen etkisiz ve olan biteni  küçük bir çocuk gibi  izliyor. Oyuncu devletler  nihai kriz hedeflerinin neredeyse rastgele oyunu kontrol edenler tarafından oluşturulan yapay bir  paniğe neden olduğunu gösteriyorlar. ve bu Rothschild ailesi tarafından sahip olunan bir dergi kapağında var.

Crop-o-Dust


Putin'in önünde Crop-O-Dust yazılı olduğu küçük bir uçak olduğunu ve bunun bitkileri ilaçlamak için bir uçak bir nevi zirai ilaçlama uçağı olduğunu hemen bu uçağın altında da bir şeyler yiyen çinli bir çocuk olduğunu görüyoruz . Sence ne demek istemiş?? 

Uçağın altında oturan, bu çocuk   işlenmiş bir paket erişte  yiyor. O uçaklar tarafından ilaçlanan  zehirli buğdaylardan mı yapıldı acaba?

Çin


Yani daha nasıl anlatsın artık güç kazanan bir Çin var ortada Panda kaslanmış güçlenmiş panda nerede ahanda geldi mi yine Çin . Hemen  yanında kutupları (+ ve) - olan  büyük bir  pili tutan sumo güreşçisi olduğunu görüyoruz. Acaba  Batı ve Doğu olarak iki güç kutuplu Dünyayı mı sembolize  ediyor?

Hayalet


Obama'nın hemen bacağının arkasından çıkan "Tatil" başlıklı bir dergi okuyan hayalet.  Bu acaba insanların ancak öldükleri zaman tatil yapabileceğini çünkü sadece o  zaman rahata ereceklerini mi gösteriyor? yada tatile çıkan insanların tatil zamanı gerçekleşecek bir olaydan dolayı öleceklerine?  

Kaplumbağa


Her şeyin önünde duran, sağa doğru direkt bize  bakan kendi kabuğunun etrafında vurgu hatları bir kaplumbağa var. O neyi temsil ediyor? Kızgın bir kaplumbağa Fabian Derneği, bir tek dünya hükümeti oluşumuna yönelik bir yüzyılı aşkın süredir çalışmaktadır son derece güçlü örgütün sembolü acaba nedir nedir? çayda kahvaltıda yeniirr!!


Fabian Society sloganı "KODUM MU OTURTURUM.

Fabian sosyalizm arkasındaki felsefe temelde Yeni Dünya Düzeni dediğimiz plandır.
Fabian Cemiyeti, tek bir küresel sosyalist devleti oluşturmak amacıyla 1884 yılında kurulmuş  İngiltere menşeli bir çok eski grup. Bunlar dikkatle yavaş yavaş zafer elde etmek için uzun bir süre boyunca düşmanlarını yıpratan  stratejiler planlayıp kullanan Romalı general Fabius adını kullanmaktadırlar, "Fabian Sosyalizmi" değişim için şiddet devrimi kullanmak yerine  yavaş yavaş bir devlete dönüştürmek için uzun bir süre boyunca artan değişim kullanır. Aslında Onların orijinal ambleminin kaplumbağa olmasından önce   FS harfleri ile bir bayrak tutan koyun postuna bürünmüş bir kurt ile olaması da sizi şaşırtmasa gerek.
Fabian Derneği açıkça sterilizasyon yoluyla bilimsel planlanmış bir toplum ve desteklenen Öjeniyi savunmak için kullanılır. Orijinal logosu koyun postuna bürünmüş bir kurttu ... Ama o bu amblem amaçları için  iyi yol değildi sanırım.


Fabian Derneği'nin orijinal logosu.

Küçük artan değişiklikler sayesinde küresel bir sistem ortaya çıkarmaya çalışan  elitlerin şu anda ne yapıyor olduğunu Bilderbergin  yayın kapağında gördüğümüz öfkeli  kaplumbağa belki de bize açıklayabilir. 

11.3 ve 11.5


Kapağın sağ alt tarafında biraz daha şifreli sembolleri sunmaktadır. Bir yere saplanmış 11,5 ve 11,3 yazılı olan iki oklar var. Acaba bu tarihler nelerdir? ve neden hemen yanında toprak birikintisi var? Eğer bu sayıları  koordinatlar gibi  düşünürsek haritada  Nijerya yı göreceksin sakın şaşırma  . Bunun ne anlama geldiğini bilseydim siz fakirlere bu bloğu yazmaz gider Nijeryada petrol rafinerimin başında dururdum.
Toprak birikintsinin önünde  duran harikalar dünyasından tanıdık sima Alice Cheshire kedisine doğru yukarı bakıyor.

Bu ikonik kedi tamamen yok olurken sadece gülümsemesi kalır bildiğiniz gibi. Algı yönetimi ile kitlelerin yönetilmesi için biraz illüzyon kullanılacağını aslında hiç bir şeyin olduğu gibi görünmediğini anlatıyor beklide
Bu kapaktaki  diğer önemli semboller James Cameron' ın  ceplerinden  uçan bir kumbara, Alexander McQueen kreasyonu  (garip koşullarda ölen elitlerin favori tasarımcısı) ve ölümcül bir hastalıktan  korumak için bir yüz maskesi giyen bir Asyalı bir subay .Ayrıca Narenda Modi nin cebine elini atıp sayfanın kapağına uzanan örümcek adam var 


Sonuç Olarak

The Economist birkaç ek kopya satmak ilginç 2015 Öngörüler yayınlayacak  rastgele gazete değildir. Doğrudan onlar uygulandığından emin olun küresel politikalar burada şekillenir ve bağlanır. Yayın kısmen İngiltere Rothschild bankacılık ailesi tarafından  çıkarılır ve editörü düzenli olarak Bilderberg toplantılarına katılır , davet  edilir. Diğer bir deyişle, Ekonomist araçları ve "tahminler" bir gerçeklik yaratma gücüne sahip olanlara bağlanır.2015-temalı kapak temelde elit genel Gündemi yansıtır ve "bilenler" için şifreli semboller içerir.  


Aslında kısaca 2015 te ne mi olacak??

İnsanlar Alice in  Cheshire Kedisinin yok olmasını izlediği gibi yanılsamaları izlerken , koyun postuna giren kurt  yanılsamalara odaklananlara "KODUMU OTURTACAK"